3. Mâlî Yapı Oranları (Kaldıraç Oranları)

  • Şirketin parasının ne kadarının borç ne kadarının kendi öz malı olduğunu ölçer.
  • “Kaldıraç” denilmesinin sebebi az kuvvetle çok yük kaldırmayı sağladığından, ne de olsa finansta da öz sermaye ile çok varlık kontrol etmeye çalışıyoruz borçlanarak. Ancak ipin ucunu kaçırırsak o kaldıraç kafamıza inebilir. Bundan dolayı kaldıraç.
  • Şirketin risk seviyesini belirleyen oranlardır. Borç yiğidin kamçısıdır ama fazla borç da yiğidi öldürür.

a) Kaldıraç Oranı (Toplam Borç Oranı)

  • Şirketin toplam varlıklarının yüzde kaçının el parasıyla (borçla) finanse edildiğini gösterir. Varlıkların finansmanında yabancı kaynaklardan yararlanma oranıdır.
  • Olmasaydı ne olurdu? Şirketin varlıklarının gerçek sahibinin kim olduğu bilinemezdi. Şirket sahibi “bu fabrika benim.” derdi ama aslında bankanındır, bu görülemezdi.
  • Alacaklıların (bankalar, tedarikçiler vs.) şirket varlıkları üzerindeki hakkını, yani emniyet marjı’nı gösterir.

- Kaldıraç oranı yükseldikçe şirketin **finansal riski** artar. - İdeal olan literatürde %50 olarak kabul edilir. Varlıkların yarısı bizim yarısı ise borç olsun. - Ancak Türkiye gibi sermaye birikiminin yetersiz olduğu ülkelerde bu oranın %60-65 seviyelerinde olması normal karşılanabilir. - Oran %50'nin altındaysa, şirket özkaynak ağırlıklı (muhafazakâr) bir politika izliyor demektir.

b) Finansman Oranı (Denge Rasyosu)

  • Şirketin kendi öz gücü ile dışarıdan aldığı borç arasındaki dengeyi ölçer. Öz kaynakların yabancı kaynaklara oranıdır bu bakımdan.
  • Kredi verenler için bir güvence ölçütüdür.
  • Finansman oranının en az 1 olması, yani öz kaynakların en az borçlar kadar olması istenir. Denge noktasıdır bir nevi.
  • Finansman Oranı 1 ise eyvah. Şirkete kredi verenlerin şirket sahiplerinden daha fazla risk aldığı anlamına gelir bu.
  • Finansman Oranı 1 ise, şirket öz kaynak ağırlıklı ve güvenli bir limanda demektir. Finansal riski düşüktür.

4. Kârlılık Oranları (Profitability Ratios)

  • İşletmenin belirli bir dönemde kullandığı kaynaklar (sermaye, varlıklar) veya yarattığı satış hacmi karşılığında ne kadar artı değer (kâr) ürettiğini gösteren orandır.
  • Çıktı/Girdi ilişkisidir bir nevi.

4.1. Satışlar Üzerinden Kârlılık (Gelir Tablosu Bazlı)

  • Cironun (toplam satış) ne kadarının kâra dönüştüğünü ölçer.

a) Brüt Kâr Marjı (Gayri Safi Rantabilite)

  • Net satışlardan sadece o malın üretim veya alım maliyeti (satılan malın maliyeti) düşüldükten sonra kalan tutarın satışlara oranıdır. Üretim veya ticaretin temel verimliliğini gösterir. Bir diğer deyişle, işletmenin üretim bandındaki veya mal tedariğindeki verimliliği ölçer.
  • Fiyatlandırma politikasının ve üretim maliyetlerinin kontrolünü sağlar. Her 100 birimlik satışın kaç birimi üretim maliyetine gidiyor, bunu gösterir.

b) Faaliyet Kâr Marjı (İş Hacmi Rantabilitesi)

  • İşletmenin sadece ana faaliyet konusundan (esas işinden) elde ettiği kârın satışlara oranıdır. Brüt kârdan pazarlama, yönetim, ar-ge gibi operasyonel giderler düşülerek bulunur.
  • Yönetimin operasyonel başarısını ölçer. Şirketin esas işini ne kadar iyi yaptığını gösterir.

c) Net Kâr Marjı (Net Rantabilite)

  • İşletmenin tüm gelirlerinden tüm giderleri düşüldükten sonra kalan nihai kârın satışlara oranıdır.
  • Satış başına düşen nihai kazancı gösterir. Hissedarlara dağıtılabilir kâr potansiyelini belirler.

4.2. Yatırımlar Üzerinden Kârlılık (Bilanço Bazlı)

  • Şirkete yatırılan paranın (sermaye veya varlık) getirisini ölçer.

a) Aktif Kârlılık Oranı (Return on Assets -ROA)

.

  • İşletmenin sahip olduğu tüm varlıkların dönem sonunda ne kadar net kâr ürettiğini gösteren orandır. Kaynağın nereden geldiğine bakmaksızın varlıkların kullanım verimliliğini ölçer.
  • İşletmenin elindeki fabrikayı, makineyi, stoğu verimli kullanıp kullanmadığını anlama ve toplam varlıkların getiri gücünü gösterme bakımından önemlidir. Varlık yönetiminin başarısını ölçer.

b) Özkaynak Kârlılığı (Mâlî Rantabilite | Return on Equity -ROE)

  • İşletme ortaklarının koyduğu sermayenin, dönem sonunda ne kadar net kâr getirdiğini gösteren orandır.
  • Sermayenin birim başına getirisidir.
  • Yatırımcı (ortak), parasını riske atmanın değip değmediğini anlar bu bu kârlılık ile. Alternatif yatırım araçlarıyla (faiz, döviz, borsa vb.) kıyaslama yapılmasına da olanak tanır.
    • Yatırımcının tatmin düzeyini ve fırsat maliyetini ölçer. “Bu işletmeye yatırdığım para, bamka faizinden daha fazla gelir getirdi mi?” sorusunun yanıtıdır.