Lozan Barış Antlaşması Sürecinde Muhalefet

  • Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922), bazı milletvekilleri ve asker kökenli siyasetçiler arasında tepki yarattı. Tepkilerin nedenleri arasında Millî Mücadele’nin başında saltanatın kaldırılmaması ve İstanbul’un işgâlden kurtulduktan sonra saltanatın yeniden ihya edileceği beklentisiydi.
  • İsmet Paşa ve heyetinin Lozan’da Ankara’da konuşulmayan tavizler verdiği fikri muhalefeti artırdı.
    • Muhalefetin artması üzerine Lozan Barış Antlaşması’nın mecliste onaylanmama riski doğunca Mustafa Kemal ve arkadaşları I. Meclis’e seçim kararı aldırdılar.
      • Lozan Barış Görüşmeleri’nin II. Dönemi başladığında ve sonrasında Lozan Barış Antlaşması imzalandığında (24 Temmuz 1923) Türkiye’de meclis açık değildi. II. Meclis, 10 Ağustos 1923’te açıldı. Yeni meclis muhalefet dozu düşük bir meclisti.

Muhalefetin Kristalize Olması

  • Ankara’nın başkent ilan edilmesi (13 Ekim 1923), Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923) ve Hilafetin Kaldırılması (3 Mart 1924) muhalefetin belirginleşmesini sağladı.
  • Ankara’nın başkent ilan edilmesiyle İstanbul’daki TBMM Hükümeti karşıtı muhalefet büyüdü.

Lozan Barış Antlaşması Sürecinde Muhalefet

  • Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922), bazı milletvekilleri ve asker kökenli siyasetçiler arasında tepki yarattı. Tepkilerin nedenleri arasında Millî Mücadele’nin başında saltanatın kaldırılmaması ve İstanbul’un işgâlden kurtulduktan sonra saltanatın yeniden ihya edileceği beklentisiydi.
  • İsmet Paşa ve heyetinin Lozan’da Ankara’da konuşulmayan tavizler verdiği fikri muhalefeti artırdı.
    • Muhalefetin artması üzerine Lozan Barış Antlaşması’nın mecliste onaylanmama riski doğunca Mustafa Kemal ve arkadaşları I. Meclis’e seçim kararı aldırdılar.
      • Lozan Barış Görüşmeleri’nin II. Dönemi başladığında ve sonrasında Lozan Barış Antlaşması imzalandığında (24 Temmuz 1923) Türkiye’de meclis açık değildi. II. Meclis, 10 Ağustos 1923’te açıldı. Yeni meclis muhalefet dozu düşük bir meclisti.

Muhalefetin Kristalize Olması

  • Ankara’nın başkent ilan edilmesi (13 Ekim 1923), Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923) ve Hilafetin Kaldırılması (3 Mart 1924) muhalefetin belirginleşmesini sağladı.
  • Ankara’nın başkent ilan edilmesiyle İstanbul’daki TBMM Hükümeti karşıtı muhalefet büyüdü.
    • İstanbul’da bulunan eski bakanlıklarda (vekaletler) çalışan memurlara Ankara’da çalışmaları için imkân tanınsa da, o tarihte Ankara gerçekten yaşanması zor bir şehirdi. Bu nedenledir ki, eski devlet memurlarının çoğu hem İstanbul’da hem de işsiz kaldılar. Bu durum ise, İstanbul’daki TBMM Hükümeti karşıtı muhalefetin büyümesine neden oldu
  • Cumhuriyetin ilanı, hükümet krizine karşı bir “sigorta” olarak kurgulandı.
  • Hilafetin kaldırılması tartışmaları sırasında bazı muhalif milletvekillerinin halife Abdülmecit Efendi’yi ziyaret etmesi, hilafete destek olarak değerlendirildi.

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TpCF)

  • TpCF, 17 Kasım 1924’te kuruldu.
    • Kurucuları arasında Kazım Karabekir, Rauf (Orbay), Adnan (Adıvar), Ali Fuat (Cebesoy) gibi isimler vardı.
  • Mecliste 29 milletvekiliyle temsil ediliyordu.
  • Parti programında liberalizme vurgu yapıyordu.
  • Şeyh Sait İsyanı ile ilişkilendirilerek Takrir-i Sükûn Kanunu (3 Haziran 1925) ile kapatıldı.
  • Yaklaşık yedi ay açık kaldı.
  • En önemli başarısı, bir güven oylaması sonucu Fethi Bey’in (Okyar) hükümeti kurmakla görevlendirilmesine katkı sunmasıdır.

Takrir-i Sükûn Kanunu

  • Bir sıkıyönetim kanunuydu.
  • Askeri tedbirlerle Şeyh Sait İsyanı bastırıldı.
  • İstanbul basınına sansür getirildi ve TpCF kapatıldı.

Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF)

  • 1930’da Mustafa Kemal ve İsmet İnönü’nün isteği üzerine, Fethi Bey (Okyar) tarafından kuruldu.
  • Cumhuriyet Halk Fırkası yerine iktidara geçmeyi hedeflemiyordu; amacı CHF’nin eksikliklerini eleştirilerle gidermesini sağlamaktı.
  • 1929 Dünya Ekonomik Krizi nedeniyle işsizlik ve yoksulluk yaşayan bölgelerde hükümete tepki arttı.
  • Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın mitingleri coşkulu geçti ve partiye ilgi arttı.
  • Serbest Cumhuriyet Fırkası’na ilginin artması ve Cumhuriyet Halk Fırkası’nın alternatifi gibi görülmesi, partinin kapatılma sürecini hızlandırdı.
  • Fethi Bey, 17 Kasım 1930’da partiyi feshetti.
  • Türkiye’nin çok partili yaşamı gerçek anlamda pratik edebilmesi için 1946’yı beklemesi gerekti.