Ana Dil
- Kişinin ilk öğrenme döneminde (anne, yakın çevre veya toplum aracılığıyla) doğal biçimde edindiği, bilinçaltına yerleşen ve bireyin toplumla en güçlü bağını kurduğu dildir.
Sözlü Dil
Lehçe (Diyalekt)
-
Bir dilin farklı ülkeler gibi büyük coğrafyalarda ayrılmış, daha belirgin farklar gösteren kollarını ifade eder (Türkiye Türkçesi vs. Azerbaycan Türkçesi).
-
Lehçelerdeki ayrım, dilin izlenemeyen, çok eski dönemlerinde meydana geldiğinden anlaşma zor veya imkânsız olabilir.
-
Türkiye Türkçesi: Karga karganın gözünü oymaz.
-
Azerbaycan Türkçesi: Karga karganın gözünü çıkartmaz.
-
Türkmen Türkçesi: Garga garganıng gözün çokmaz.
-
Kazak Türkçesi: Karğa karğanıng közin şokımas.
Ağız (Şive)
- Aynı lehçe (ülke) içindeki daha küçük, genellikle telaffuza dayalı bölgesel farklardır (Konya ağzı, Karadeniz ağzı).
- Ağızlar arasındaki farklar lehçedeki kadar derin değildir ve insanlar birbirini rahatlıkla anlar.
- Örnek: Türkiye Türkçesi için Ankara ağzı, Konya ağzı, Rumeli ağzı, Karadeniz ağzı vb.
- “Geliyorum, gelirem, geliyom, geliyim”.
Yazılı Dil (Edebî Dil)
- Bir ülkede işlenmiş ve gelişmiş bir ağız temel alınarak oluşturulan, kendine özgü kuralları olan ortak dil.
- Ağızlardaki söyleyiş farklarını yansıtmaz, birlik sağlar.
- Edebî dil veya standart dil de denir.
- Türkiye Türkçesinin yazı dili İstanbul ağzı üzerine kurulmuştur.
Diğer Dil Sınıflandırmaları
- Uygarlık Dili: Bir uygarlığın yayılmasına aracılık eden (Örn: Geçmişte Arapça, günümüzde İngilizce).
- Resmî Dil: Bir ülkede kanunla belirlenmiş, resmî yazışmalarda kullanılması zorunlu olan dildir.
- Yaşayan ve Ölü Diller: Günümüzde konuşanı kalmamış diller “ölü dil” (örn: Sümerce, Hititçe), konuşulmaya devam edenler ise “yaşayan dil”dir (örn: Türkçe, İngilizce).
- Doğal ve Yapma Diller: Kendiliğinden oluşan diller “doğal” (Türkçe, Almanca), belirli amaçlar için insanlar tarafından oluşturulanlar “yapma” dildir (örn: Esperanto, Volapük).
- Argo: Toplum içindeki belirli kesimlerin ortak dilden farklı kelimelerle oluşturduğu özel dildir. Genellikle kaba sözler içerdiği düşünülse de temel amacı farklı bir anlaşma biçimi sağlamaktır. (örn: anafor - bedava, tırnakçı - hırsız).
- Jargon: Belirli bir meslek veya zümreye özgü, o grup dışındakilerin anlamaması için oluşturulan özel dildir. (örn: felsefecilerin, doktorların, öğrencilerin kendi aralarında kullandığı terimler).
Dili İnceleme Türleri
Filoloji (Betikbilim)
- Bir milletin veya medeniyetin dil ve edebiyat ürünlerini inceler.
- Daha ziyade yazılı metinler üzerine odaklanır ve dilin tarihsel gelişimini bu metinler üzerinden araştırır.
- Amacı metinleri bulmak, açıklamak, yorumlamak ve canlı tutmaktır.
- Farklı dillerin benzerliklerini saptayarak dil ailelerinin varlığını belirlemiştir.
Dil Bilgisi (Gramer)
- Bir dili ses, yapı, köken, anlam ve cümle gibi tüm yönleriyle inceleyerek o dilin kurallarını ortaya koyan bilimdir.
- Kuralcıdır (prescriptive): Dilin nasıl olması gerektiğini, “doğru” ve “yanlış” kullanımlarını belirtir. Amacı dili doğru ve güzel kullanmayı öğretmektir.
- Osmanlıcada kavâid, sarf ü nahiv gibi terimlerle karşılanmıştır. Batıda gramer, gramatik.
Dil Bilimi (Lengüistik)
- Dili herhangi bir kural koyma amacı gütmeden olduğu gibi inceleyen bilim dalıdır.
- Betimleyicidir (descriptive): “Doğru” veya “yanlış” yargısında bulunmaz; sadece dilin yapısını, işleyişini ve özelliklerini nesnel olarak saptar.
- Konuşma diline öncelik verir.
- Daha modern ve kapsamlı bir alandır. Osmanlıcada lisâniyat, Batı dillerinde linguistics olarak bilinir.
Gelişmişlik-Gelişmemişlik Açısından Diller
- Bazı araştırmacılara göre, her dil konuşanlarının ihtiyacını karşıladığı için böyle bir kıyaslama anlamsızdır. Bir dilde bazı kelimelerin veya yapıların olmaması onun geri olduğunu göstermez. Örneğin,çölde yaşayan bir toplumun dilinde kar ve buzla ilgili kelimelerin az olması doğaldır.
Dil Zenginliği İçin Ölçütler (Doğan Aksan’ın Dört Sorusu)
- Bir dilin zenginliğini değerlendirmek için şu dört soruya bakılabilir:
- Bir dildeki sözcük sayısı ne durumdadır?
- Batı dillerinin ansiklopedik sözlüklerinde 200-450 bin arası sözcük bulunur.
- TDK’nin Büyük Türkçe Sözlük’ünde ise bilim, sanat, spor terimleri, yerel ağızlar ve deyimlerle birlikte toplam 616.767 söz varlığı bulunmaktadır.
- Güncel Türkçe Sözlük’ün 11. baskısında ise 122.423 söz varlığı yer alır. Bu veriler Türkçenin söz varlığı açısından zengin bir dil olduğunu göstermektedir.
- Bir dil, doğadaki nesneleri ve soyut kavramları yeterince karşılayabiliyor mu?
- Türkçenin bu konuda ayrıntılı bir anlatım gücüne sahip olduğu belirtilir.
- Örnekler: Akrabalık adları (kayınbirader, baldız, elti, görümce), renk adları (vişneçürüğü, camgöbeği, gülkurusu) ve hayvanların niteliklerini belirten çok sayıda sözcük, Türkçenin bu alandaki zenginliğine işaret eder.
- Aynı kavram alanında çeşitli sözcüklere, değişik anlatım yollarına sahip mi?
- Türkçenin bu konuda çok iyi bir durumda olduğu vurgulanır.
- Örnek: “işitmek” eylemi için duymak, dinlemek gibi sözcüklerin yanı sıra kulak vermek, kulak kesilmek, kulak kabartmak gibi onlarca deyimin bulunması. Benzer şekilde “dövüşmek” kavramı için de atışmak, boğuşmak, çarpışmak, kapışmak gibi çok sayıda sözcük ve deyimin olması.
- Bir dilin söz varlığı ne ölçüde kendi sözcüklerinden oluşuyor?
- Gelişmiş dillerin hepsinde yabancı kökenli kelimeler bulunur. Örneğin, İngilizcenin söz varlığının büyük bir bölümü Anglo-Sakson kökenli değildir (%35 Fransızca, %16 Latince vb.).
- Osmanlı Türkçesi döneminde Arapça ve Farsçanın etkisi büyükken, günümüz Türkçesinde bu etki azalmış ancak Batı dillerinden, özellikle İngilizceden alıntılar artmıştır. TDK’nin “Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü”ne göre edebi eserlerde 5.321 Batı kökenli sözcük tespit edilmiştir.
- Bir dildeki sözcük sayısı ne durumdadır?